Türkistan Tayms – Londra, 26 Mayıs 2025: "The Tribune" gazetesinin haberine göre, Birleşik Krallık Lordlar Kamarası üyesi, Uluslararası Barolar Birliği İnsan Hakları Enstitüsü Direktörü ve ünlü insan hakları avukatı Barones Helena Kennedy, Almanya'nın Münih kentinde düzenlenen 3. Doğu Türkistan Milli Konseyi ve Uygur Gençlik Konseyi'ne gönderdiği video mesajında, Çin'in Doğu Türkistan'daki Uygur Müslümanlara yönelik zulmünü "insanlığa karşı suç" olarak şiddetle kınadı ve uluslararası toplumu bu baskıya son vermek için harekete geçmeye çağırdı. Ayrıca, Pekin'in baskıcı politikalarına olanak sağlamaya devam ettiğini söylediği uluslararası toplumun sessizliğini de eleştirdi.
Barones Kennedy, Çin'in Uygurlara karşı işlediği toplu gözaltılar, zorla çalıştırma, işkence, zorla kısırlaştırma ve zorla kürtaj, ailelerin parçalanması ve Uygur kültürünün yok edilmesi gibi vahşetlere dikkat çekti. Bu yerlerin etkili bir şekilde "ceza kampları" olduğunu ve bu eylemlerin "bir halkı ve yaşam biçimlerini ortadan kaldırmaya yönelik sistematik, devlet destekli bir çaba" teşkil ettiğini vurguladı. Şöyle devam etti: "Acı çekenlerin ve onlar adına kampanya yürütenlerin sesleri duyulmalı. Bu adaletsizlikler sona ermeli... Dünya yüksek sesle ve net bir şekilde 'Bu devam edemez!' demeli."
Haberde, Çin'in Doğu Türkistan'daki Uygurlara yönelik devam eden insan hakları ihlallerinin toplu gözaltı, gözetim, kültürel baskı, binlerce Uygur'un "yeniden eğitim kamplarına" hapsedilmesi, zorla çalıştırma, zorla kısırlaştırma, dini kısıtlamalar ve camilerin yıkılmasını içerdiği belirtiliyor. Çin hükümeti bu suçlamaları reddederek, bu eylemlerin "terörle mücadele tedbirleri" olduğunu iddia ediyor.
Halihazırda birçok insan hakları örgütü ve çeşitli hükümetler Çin'i "insanlığa karşı suçlarla" suçluyor, hatta bazıları bunu "soykırım" olarak nitelendiriyor. Bu durum, uluslararası alanda yaygın bir öfkeye ve hesap verebilirlik çağrılarının artmasına neden oluyor.