Muştu Gençlik’in çağrısıyla Uygur Türklerine ses olmak için Üsküdar’da toplanan kalabalık, pankartlar ve sloganlar eşliğinde yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşün ardından protesto açıklaması yapıldı.
Muştu Gençlik’in çağrısıyla, Çin yönetiminin soykırım uyguladığı Uygur Türklerine ses olmak için 23 Şubat 2025 tarihinde Doğu Türkistan davasına gönül veren yüzlerce vatandaş Üsküdar’da toplandı.
Sahaflar Çarşısı yakınında bir araya gelen kalabalık, Doğu Türkistan’daki zulmü vurgulayan ve Uygur Türklerine destek çağrısı yapan pankartlar ve sloganlar eşliğinde III. Mehmet Çeşmesi’ne kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Etkinliğe gençlerden yoğun katılım sağlandı.
https://twitter.com/i/status/1893672072158621839
Yürüyüşün ardından III. Mehmet Çeşmesi önünde protesto açıklamaları yapıldı. Etkinlikte gazeteci-yazar Adem Özköse, araştırmacı-yazar Abdullah Oğuz, aktivist Medine Nazimi ve Doğu Türkistan Ulemalar Birliği Başkanı Doç. Dr. Alimcan Buğda sırayla konuşma yaptı.
Özköse konuşmasında yurtdışındaki Uygurların vatanda kalan aileleriyle irtibatlarının tamamen koparıldığına dikkat çekerek, “İstanbul’da sokakta herhangi bir Doğu Türkistanlı’yı durdurun ve ‘yakınlarından haber alabiliyor musun?’ diye sorun, hepsi ‘Toplama kampları kurulduğundan beri annemden, babamdan, çocuklarımdan ve kardeşlerimden haber alamıyorum,’ diyeceklerdir,” ifadelerini kullandı.
https://twitter.com/i/status/1893693912734106094
Türk ve İslam dünyasının Uygur soykırımı karşısındaki sessizliğine değinen Oğuz, “2018 yılından beri şahitler, akademisyenler, kamplardan kurtulanlar, belgeler ve raporlar konuştu. Gözyaşları konuştu. Çocuklar, yaşlılar konuştu ama sesimiz maalesef Taklamakan Çölü’nün kumlarında kaybolan sular gibi yok olup gitti. Hiçbir yere ulaşmadı. İşte bu sessizlik içinde yok ediliyoruz. Çinliler bizi, Türk ve Müslüman kardeşlerimizin sessizliğin arkasında yok ediyor,” diye konuştu.
https://twitter.com/i/status/1893691855008587915
Medine Nazımı, kız kardeşi Mevlüde’nin hasta annesine bakmaya gittiğinde, Türk vatandaşı olmasına rağmen Türkiye’de okuduğu ve gerekçesiyle Çin polisleri tarafından götürüldüğü ve daha sonra haber alınamadığı, onun gibi yüzbinlerce kadının toplama kamplarına kapatıldığı ve ağır şartlarda zorla çalıştırıldığına değindi. Nazımı ayrıca Türk yetkililerine seslenerek, “Kız kardeşim başta olmak üzere, Uygur kökenli hiç değilse Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Çin’in toplama kamplarında sahipsiz bırakmayın. Gazze’ye sahip çıktığınız gibi, kendi kardeşlerinize de sahip çıkın,” çağrısında bulundu.
https://twitter.com/i/status/1893685451015250121
Doğu Türkistan’da Uygurların sadece Türk ve Müslüman oldukları için yıllardır hapishanelerde ve toplama kamplarında yok edilmeye çalışıldığına vurgu yapan Alimcan Buğda, “birçok ilim adamını, milletin bel kemiği olan değerli insanları kamplarda şehit ettiler, yok ettiler. Çocuğuna Müslüman ismi vermek, bir nikaha katılmak ya da bir yiyeceğin helal mi haram mı olduğunu sorgulamak bile suç sayılıyor,” şeklinde konuştu.
https://twitter.com/i/status/1893925792679358721
Buğda, “ailelere Çin Komünist Partisi’nden ateist görevliler “kardeş aile” adı altında yerleştirilmiş. Bu kişiler, Müslüman ailelerin değerlerini yok etmek, onlara psikolojik baskı uygulamak için görevlendirilmişler,” diye devam etti. Buğda ayrıca, “bugün hâlâ milyonlarca Doğu Türkistanlı bu zulüm altında yaşıyor. Bizim sesimizi duyun ve sessiz kalmayın!” çağrısında bulundu.
Uygur Haber, 23 Şubat 2025