Avaz Araştırma ve Strateji Merkezinin ev sahipliği, Uygur Akademisi Vakfı ve Dünya Uygur Kurultayı Vakfının işbirliğiyle yapılan bu toplantıya Doğu Türkistan Davasına gönül veren STK yöneticileri, eski milletvekilleri, araştırmacı ve akademisyenler olarak 50 den fazla kişi katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Avaz Araştırma ve Strateji Merkezi başkanı sayın Şerafettin Deniz, Doğu Türkistan davasıyla ilgili Türkiye’de eskiden daha fazla çapa gösterilirken, Türkiye’yi yönetenlerin şimdilerde daha fazla Filistin meselesini gündeme getirerek, Doğu Türkistan meselesini gündem dışı tutarak ilgisiz kalmasının kabul edilemez yanlış bir politika olduğunu, Doğu Türkistan meselesinin Türkiye’nin milli meselesi olduğunu vurguladı.
Ardından Panel moderatörü Eski Milletvekili Fahrettin Yokuş kendisinin bir Türk milliyetçisi olarak 40 senedir Doğu Türkistan davasıyla ilgilendiğini, genç yaşlarında ve KAMUSEN yönetimindeyken senelerce Çin’in Doğu Türkistan’da yaptığı zulme karşı Çin Büyükelçiliğinin önünde gösteriler düzenlediğini, milletvekiliyken çok defa soru önergesi ve basın açıklaması yaptığını, Çin Ankara büyükelçisine Doğu Türkistan’daki Toplama Kamplarıyla ilgili soru sorarak sıkıştırdığını hatırlattı ve kendisini Türk diye tanımlayan herkesin Doğu Türkistan meselesiyle yeterince ilgilenmesi gerektiğini vurguladı.
Ardından Doğu Türkistan asıllı akademisyen Ankara üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya fakültesi öğretim üyesi ve Dünya Uygur Kurultayı Sözcüsü Prof. Dr. Erkin Emet, 1949 Çin İşgalinden günümüze kadar olan Doğu Türkistan Milli Mücadelesini kısaca anlattı. O konuşmasında Doğu Türkistanlıların 141 yıldır Çin’e karşı mücadele etmekte olduğunu, 12 Kasım 1933 ve 12 Kasım 1944 tarihlerinde iki deva Doğu Türkistan Cumhuriyetinin kurulduğunu, ancak Sovyetler Birliği ile Çin Komünist Partisi arasındaki işbirliği sonucu bu bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyetlerinin yıkıldığını, Çin Komünist Rejimin 1949 yılında Doğu Türkistan’ı işgal ettiğini, işgal sonrası her 5-10 yılda bir büyük ayaklanma ve silahlı direniş hareketlerinin olduğunu, dolayısıyla Doğu Türkistan’ın her karış toprağında şehitlerin kanı olduğunu vurgulayarak, Çin’in ne yaparsa yapsın Doğu Türkistanlıları boyun eğdiremeyeceğini, Çin işgalindeki Doğu Türkistan, Tibet, İç Moğolistan, Mançurya ve Hong Kong gibi ülkelerin yakın gelecekte mutlaka bağımsız olacağını ifade etti.
Son olarak da Doğu Türkistan asıllı akademisyen Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi tıp fakültesi öğretim üyesi ve Uygur Akademisi Yükseköğretim Komitesi müdürü Doç. Dr. Nimetcan Mehmet Orhun, Doğu Türkistan’daki Çin’in Asimilasyon ve Soykırım Politikası konulu sunumunu yaptı. O sunumunda Çin’in Doğu Türkistan’da dini ibadetlerin yasaklama, resmi dil olan Uygurcayı eğitimden kaldırma, doğum kontrolü, yapay zeka destekli akıllı kamera sistemi kurma, şehir ve köylerde yol ve sokaklarda askeri gözetim sistemi kurma, 3 milyondan fazla entelektüel Doğu Türkistanlıyı toplama kamplarına hapsetme, bütün Doğu Türkistanlıların DNA’sını toplayarak biyolojik silah üretme gibi sistematik asimilasyon ve soykırım politikalarını akademik verilere ve belgelere dayandırarak kanıtlarıyla ortaya koydu. O sunumunda Çin’in Doğu Türkistan’da işlediği soykırım suçunu ABD, AB ve Japonya gibi ülkelerin Soykırım olarak tanıdığını, Türk ve Müslüman ülkelerin aksine Çin’i destekleyerek Doğu Türkistanlı kardeşlerine sahip çıkmadıklarını üzülerek dile getirdi ve bu ülkelerin bir an önce bu yanlışlıktan dönerek, Çin tehdidine karşı kendilerini savunması gerektiğini ifade etti.