Dünyadaki çatışmaları önlemek amacıyla kurulan Cenevre'deki Birleşmiş Milletler Ofisi, "barış başkenti" olarak anılıyor. Ancak Uygur ve diğer insan hakları savunucuları için bu alan artık bir sığınak değil, ciddi bir tehdit merkezi haline geldi.
Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun (ICIJ) 28 Nisan 2025 tarihinde yayımladığı rapora göre, Çin hükümeti tarafından desteklenen sözde sivil toplum kuruluşları ("GONGO"lar), Cenevre'deki Palais des Nations'u Başkan Xi Jinping’e yönelik eleştiriler için giderek daha tehlikeli bir alana dönüştürdü. Raporda, Pekin destekli bu yapıların insan hakları aktivistlerini gözetlemek ve sindirmek amacıyla Birleşmiş Milletler sistemi içinde aktif bir şekilde kullanıldığı vurgulandı.
Mart 2024'te, 15 insan hakları aktivisti, Doğu Türkistan, Çin ana karası ve Hong Kong’daki ailelerinin Çin hükümeti tarafından hedef alınmasından endişe duyarak Birleşmiş Milletler binasına adım atmamayı tercih etti. Bunun yerine, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk ile Çin’deki insan hakları ihlalleri ve özellikle Uygurlara yönelik baskılar hakkında görüşmek üzere, kimliği açıklanmayan bir ofis binasında gizlice toplandılar.
Dünya Uygur Kongresi Başkan Yardımcısı Zumretay Arkin, toplantı sırasında tüm güvenlik önlemlerinin alındığını ifade etti. Buluşma, Birleşmiş Milletler savunuculuğu konusunda çalışan Uluslararası İnsan Hakları Servisi (ISHR) ofisinde gerçekleştiriliyordu. Ancak görüşmeden hemen önce, binanın önünde dört şüpheli kişinin görülmesi, aktivistler arasında tedirginlik yarattı. İki Uygur aktivist dışarı çıkıp sigara içerken, siyah camlı bir Mercedes-Benz minibüs içerisinden bir şahsın onları fotoğrafladığı fark edildi. Şüpheli şahısların aynı araca binerek hızla bölgeden uzaklaştığı bildirildi.
ICIJ'nin “China Targets” soruşturmasında aktarıldığı üzere, Çin hükümeti yalnızca kendi sınırları içinde değil, dünyanın dört bir yanında Uygurlar, Hong Konglular ve demokrasi yanlısı aktivistler üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. Soruşturmaya göre, Çinli devlet destekli STK’ların Birleşmiş Milletler'deki sayısı son yıllarda neredeyse iki katına çıktı. İncelenen 106 Çinli STK'nın 59’unun doğrudan hükümete veya Çin Komünist Partisi'ne bağlı olduğu tespit edildi. Bazı örgütlerin lider kadroları ise doğrudan devletin propaganda departmanlarında da görev yapıyor.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Uygur aktivistler ve insan hakları savunucuları, uluslararası toplumun ve Birleşmiş Milletler’in, insan hakları ilke ve değerlerini koruma sorumluluğuna sahip olduğunu hatırlatıyor.
28 Nisan 2025