Çin'de din özgürlüğü ve insan hakları meseleleri üzerine uzmanlaşmış "Bitter Winter" sitesi, Çin hükümetinin İslam dinini "Çinlileştirme" yönündeki sistematik planının artan bir hızla ve tüm gücüyle devam ettiğini bildirdi.
"Bitter Winter" analizine göre, yetkililerin teşvik ettiği bu "Çinlileştirme" kavramı, dinleri sadece geleneksel Çin kültürü dokusuna entegre etme çabasıyla sınırlı kalmıyor; bunun ötesine geçerek İslam dinini ve diğer tüm dinleri tamamen Çin Komünist Partisi (ÇKP) ideolojisine ve mutlak hegemonyasına tabi kılmayı amaçlayan bir stratejiyi temsil ediyor. Bu politika, Çin makamlarının dini inançları ve yapılarını tamamen resmi devlet ideolojisine uygun olarak yeniden şekillendirme yönündeki daha geniş kapsamlı çabalarının bir parçasıdır. Özellikle İslam'a yönelik bu "Çinlileştirme" kampanyasının, Çin'deki Müslüman toplumların dini uygulamaları, temel inançları ve günlük yaşamlarının ayrıntıları üzerinde derin etkiler bıraktığı gözlemlenmektedir.
Yakın tarihli bir gelişmede, 14-21 Nisan 2025 tarihleri arasında başkent Pekin'deki Merkezi Sosyalizm Akademisi'nde özel bir eğitim kursu düzenlendi. Kurs, "2025 Yılı İçin Çin'de İslam'ın Çinlileştirilmesi Yönelimine Kararlılıkla Bağlı Kalma" başlığını taşıyordu. Çin'in dört bir yanından önde gelen İslami şahsiyetler, imamlar ve İslami enstitü temsilcilerinden oluşan seçkin bir grup bu kursa katılmak üzere çağrıldı. Düzenlenmesinin arkasındaki açıklanan amaç, bu dini liderler nezdinde "Yeni Çağda Çin Özelliklerine Sahip Sosyalizm Üzerine Şi Cinping Düşüncesi"nin kabulünü pekiştirmek ve Çin Komünist Partisi'nin dini meselelere ilişkin politikalarının ve direktiflerinin harfiyen ve katı bir şekilde uygulanmasını sağlamak ve böylece onları pratikte bu politikaları kendi toplumları içinde yayma araçlarına dönüştürmeyi hedeflemektedir.
Kursun açılış töreninde, Çin İslam Birliği Başkanı Yang Faming ve Merkezi Sosyalizm Akademisi Müdürü ve ÇKP Liderlik Grubu üyesi Xu Xiaogang yönlendirici konuşmalar yaptılar. Açılış oturumunu Çin İslam Birliği Başkan Yardımcısı İmam Muhterem (Muhati) Şerif yönetti. Yang Faming konuşmasında, Çin'deki Müslüman toplumun Başkan Şi Cinping'in düşüncesi doğrultusunda yönlendirilmesi ve çerçevelenmesinin "mutlak zorunluluğuna" ve Şi Cinping'in dini çalışmalara ilişkin direktiflerinin kapsamlı bir şekilde uygulanmasının kritik önemine özellikle vurgu yaparak, Komünist Parti'nin talimat ve kararlarına mutlak bağlılığın gerekliliğini vurguladı. Bu açıklamalar, Çin hükümetinin dini "ideolojikleştirmeyi" ve onu hükümet ideolojisinin hizmetinde işlevsel bir araca dönüştürmeyi amaçlayan politikasının açık bir göstergesidir ve İslam'ı "Çin Özelliklerine Sahip Sosyalizm" çerçevesine "uyarlama" veya şekillendirme olan temel amacı açıkça ortaya koymaktadır.
Sekiz yoğun gün süren eğitim programı, temel olarak siyasi ve ideolojik içeriğe odaklandı. "Bitter Winter" sitesinin aktardığına göre, kursun ana konuları şunları içeriyordu: "Yeni Çağda Çin Özelliklerine Sahip Sosyalizm Üzerine Şi Cinping Düşüncesi'nin incelenmesi ve derinleştirilmesi", "Genel Sekreter Şi Cinping'in dini işlerin yönetimine ilişkin önemli açıklamalarının ve direktiflerinin kavranması", "İslam dininin Çinlileştirilmesi konusunun derinlemesine araştırılması" ve ayrıca "Ortak Çin ulusu toplumu bilincinin pekiştirilmesi ve sağlamlaştırılması". Tüm bu konuların, İslam dinini Çin hükümetinin siyasi gündeminin hizmetine sokmak ve Müslüman toplumu zorla devletin resmi ideolojik çerçevesine entegre etmek için dikkatlice tasarlandığı açıktır. Kurs katılımcılarından, Komünist Parti'nin dini politikalarına tam ve koşulsuz destek göstermeleri ve İslam'ın "Çinlileştirilmesi" sürecine aktif olarak katılma taahhüdünde bulunmaları talep edildi.
Eğitim kursu sırasındaki tartışma ve müzakere oturumlarında, "Çin'de İslam'ın Çinlileştirilmesi sürecine mutlak sadakat gösterme", "Konfüçyüs felsefesini inceleme gerekliliği" ve "İslam ile Konfüçyüsçülüğü bütünleştirme yollarını keşfetme" gibi konulara özellikle odaklanıldı. İslam ve Konfüçyüsçülük arasındaki bu bütünleşmenin teşvik edilmesi, Çin Komünist Partisi'nin İslam'ı "Çinlileştirme" kampanyası bağlamında kullandığı temel strateji ve araçlardan biridir. Bunun arkasındaki amaç, İslam dininin özünü, değerlerini ve özgün geleneklerini egemen Çin kültürü kalıplarına ve resmi siyasi ideolojiye uyacak şekilde uyarlamaya ve biçimlendirmeye çalışmaktır; bu durum, İslam'ı kendine özgü manevi ve inançsal içeriğinden boşaltma girişimi olarak görülmektedir. Bu tür politikalar, Çin'deki Müslümanların özgün dini kimliklerinin ve köklü kültürel özelliklerinin kademeli ve sistematik olarak aşınmasına ve nihayetinde silinmesine yol açabileceğine dair ciddi endişelere yol açmaktadır.
"Bitter Winter" sitesinin analizi, bu son eğitim kursunun, Çin hükümetinin İslam dini üzerinde katı bir kontrol uygulama ve onu tamamen devletin çıkarları ve siyasi gündeminin hizmetine sokma amaçlı uygulamalar zincirindeki yeni bir halkadan ibaret olduğu sonucuna varmaktadır. Bu, Çin'deki Müslümanların asgari düzeyde din özgürlüklerini koruma ve tehdit altındaki kültürel kimliklerini muhafaza etme yolunda karşılaştıkları ciddi zorluklara ve muazzam baskılara işaret eden bir başka göstergedir. "Çinlileştirme" kampanyaları da dahil olmak üzere bu baskıcı politikaların, temel din özgürlüğü ilkelerinin ve evrensel insan haklarının açık bir ihlali olarak görüldüğü için hala geniş çaplı uluslararası kınama ve eleştirilerle karşılaştığını belirtmekte fayda var. Bu politikalar, zorla asimilasyon uygulamaları ve azınlıkların kültürel ve dini kimliklerinin silinmesi konusunda ciddi endişelere yol açmaktadır.
5 Mayıs 2025