Uygur Diasporası Münih'te Toplandı: Gelecek Stratejileri Belirlendi

Turkistan Times Haber Servisi – 29 Mayıs 2025 – Münih, Almanya: Dünya Uygur Kurultayı (DUK), 23-25 Mayıs 2025 tarihleri arasında Almanya'nın Münih kentinde üç gün süren 3. Doğu Türkistan Milli Konseyi ve Uygur Gençlik Konseyi toplantısının sonuç bildirisini yayınladı. Bildiride, söz konusu toplantının, Uygur diasporasının Çin hükümetinin Doğu Türkistan'daki artan baskılarına karşı ortak bir duruş sergilemesi ve gelecek stratejilerini belirlemesi açısından kritik bir platform sunduğu belirtildi. Dünya Uygur Kurultayı tarafından 28 Mayıs'ta yayınlanan bu bildiride, toplantının Uygur haklarının savunulması ve uluslararası toplumun dikkatinin bölgedeki insan hakları krizine çekilmesi yolunda önemli bir adım olduğu vurgulandı.

Bu önemli toplantıya dünya genelinde 22'den fazla ülkeden 150'yi aşkın delege katıldı. Katılımcılar arasında 50'den fazla Uygur teşkilatının liderleri, insan hakları aktivistleri, akademisyenler, siyasetçiler ve genç aktivistler yer aldı. Dünya Uygur Kurultayı'nın açıklamasına göre, bu konseyin temel amacı Uygurların özgürlüğü, adaleti ve kimliğinin korunması mücadelesini güçlendirmek, diasporadaki Uygurlar arasındaki birliği pekiştirmek ve Çin hükümetinin Uygurlara yönelik "soykırım" olarak nitelendirilen politikaları ile sınır ötesi baskılarına karşı uluslararası çabaları koordine etmekti.

Uluslararası Destek ve Yankı Uyandıran Çağrılar

Konseyin açılış gününde çok sayıda uluslararası siyasetçi ve insan hakları savunucusu söz alarak Uygurların haklı davasına güçlü desteklerini ifade etti. Konuşmacılar arasında Kanada Parlamentosu üyesi Yves-François Blanchet, İngiltere Parlamentosu üyesi Iain Duncan Smith, İngiltere Lordlar Kamarası üyesi Barones Helena Kennedy, Nobel Barış Ödülü sahibi Ukraynalı insan hakları aktivisti Oleksandra Matviichuk, ABD Temsilciler Meclisi üyeleri Young Kim ve Suhas Subramanyam, Bavyera Parlamentosu Başkan Yardımcısı Markus Rinderspacher ve BM Özel Raportörü Tomoya Obokata gibi etkili isimler bulundu. Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Pina Picierno ve Çekya Senatosu Başkan Yardımcısı Jiri Oberfalzer ise yazılı mesajlarıyla desteklerini iletti. Liderler, Çin'in Uygurlara yönelik sistematik baskılarını kınayarak uluslararası toplumu Uygur haklarını korumak için somut ve kararlı adımlar atmaya çağırdı.

Geleceğe Yönelik Stratejik Tartışmalar

Üç günlük konsey boyunca, Uygur hareketinin geleceğini şekillendirecek bir dizi stratejik konu etraflıca müzakere edildi. Öne çıkan başlıklar şunlardı:

● Yurt dışındaki Uygur toplumuna yönelik giderek artan sınır ötesi baskı tehditleri ve bunlarla mücadele yöntemleri.
● Evrensel yargı yetkisi ve BM insan hakları mekanizmaları başta olmak üzere, adaletin tesisi için uluslararası hukuk yollarının etkin kullanımı.
● Uygur gençlerinin ve kadınlarının, Uygur davasının sürdürülmesi ve geleceğe taşınmasındaki merkezi ve dinamik rolü.
● Ağır tehdit altındaki Uygur dili, kültürü ve kimliğinin korunması ve yaşatılmasına yönelik kapsamlı stratejiler.
● Uygur sivil toplum kuruluşları arasında işbirliğinin güçlendirilmesi, kaynakların etkin paylaşımı ve küresel düzeyde ortak eylemlerin koordinasyonu.
● Diasporadaki Uygur medyasının önemi; bağımsız habercilik, yaşanan zulmün belgelenmesi ve uluslararası kamuoyunda farkındalığın artırılmasındaki kritik işlevi.
● Uygur zorla çalıştırması sorununun çözümü için uluslararası yasal düzenlemeler ve sorumluluk mekanizmalarının hayata geçirilmesi.
● Kamp tanıklarının birinci elden ifadeleri temelinde adalet arayışı ve mağdurlara destek verilmesinin önemi.
● Uygur hareketinin karşılaştığı iç ve dış zorluklar, jeopolitik değişimlerin etkileri ve bunlara yönelik çözüm odaklı yaklaşımlar.
Bu stratejik tartışmalar, iki yuvarlak masa kapalı oturumu, dört panel, sekiz serbest tartışma ve dört açık forum gibi çeşitli formatlarda, interaktif bir şekilde gerçekleştirildi.

Uygur Gençliği ve Gelecek Vizyonu

Milli Konsey ile eş zamanlı olarak düzenlenen Uygur Gençlik Konseyi'nde ise Uygur kimliği, nesiller arası diyalog, travma ve iyileşme süreçleri, sınır ötesi baskılara karşı direnç, kültürel mirasın korunması ve gençlerin liderlik kapasitelerinin artırılması gibi konular gençlerin aktif katılımıyla ele alındı. Bu oturumlar, Uygur gençlerinin hareketin geleceğine yön verecek donanıma sahip olmaları için bir zemin oluşturdu.

Münih Deklarasyonu: Birlik ve Kararlılık Mesajı

Toplantının en somut çıktılarından biri, Uygur topluluklarının birlik içinde hareket etme, davalarını eşgüdümlü bir şekilde sürdürme ve Doğu Türkistan için barışçıl yollarla adalet ve özgürlük mücadelesindeki sarsılmaz kararlılıklarını teyit eden "Münih Deklarasyonu"nun kabul edilmesi oldu.

Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Turghunjan Alawudun, "Bu sadece sıradan bir toplantı değil, bu bir manifestodur. Uygur halkının davasında hala birlik ve beraberlik içinde olduğunun ve kimliğimizin, sesimizin hiçbir baskıyla yok edilemeyeceğinin manifestosudur," dedi.

Devam Eden Baskıların Gölgesinde Bir Umut Işığı

Bu önemli konsey, Çin hükümetinin Doğu Türkistan'daki Uygurlara ve diğer yerli halklara yönelik geniş çaplı ve sistematik baskılarının devam ettiği bir dönemde gerçekleşti. Uluslararası insan hakları örgütleri, BM uzmanları ve birçok ülke hükümeti, Çin'in bölgedeki eylemlerini "insanlığa karşı suç" ve "soykırım" olarak tanımlamaktadır. Pekin yönetimi ise bu suçlamaları reddederek, politikalarını "aşırıcılıkla mücadele" ve "kalkınma" çabaları olarak savunmaktadır.

Dünya Uygur Kurultayı, Münih'te alınan kararların ve ortaya konan birlik ruhunun, Uygurların karşı karşıya olduğu bu ağır sınamalar karşısında daha güçlü bir işbirliği, direniş ve umut için bir başlangıç teşkil etmesini dilediğini bildirdi.