Uygurlar azınlık bir millet mi yoksa sömürgeleştirilmiş bir halk mı?

Dilnur Reyhan

Kaynak: Esprit Presse

Giriş

Uygurlar, Çin'deki 56 resmi milletten biri olarak tanınsa da, mevcut durumları azınlık millet olarak adlandırılan tasavvurun ötesine geçmektedir. Uygurların tarihi, kültürü ve siyasi-sosyal durumu, onları sömürgeleştirilmiş bir halk olarak tanımlamanın gerekliliğini göstermektedir. Bu makale, Uygurların kimliği, Çin hükümetinin politikaları ve onların mevcut mücadeleleri hakkında derinlemesine bir analiz yapacaktır.

1. Uygurlar kimdir?

Uygurlar, Orta Asya'daki Türk halklarından biri olup, esas olarak Çin'deki Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde (Doğu Türkistan-t) yaşamaktadırlar. Dilleri Türk dil ailesine ait olup, İslam dinine mensupturlar. Tarihsel olarak bakıldığında, Uygurların kültürü ve kimliği İpek Yolu'nun merkezinde gelişmiş olup, Hint-Avrupa, Fars ve Çin kültürleriyle karşılıklı etkileşimde bulunmuştur.

Uygurlar 19. yüzyıldan itibaren Çin İmparatorluğu'nun etkisine maruz kaldılar. 1949'da Çin Komünist Partisi iktidarı ele geçirip Sincan'ı resmi olarak ilhak ettikten sonra, Uygurların bağımsızlık arzusu bastırıldı. Bugün, Uygurlar Çin devleti içinde "azınlık millet" olarak tanımlansa da, durumları sömürgeleştirilmiş bir halkın durumuna benzemektedir.

2. Sömürge dönemi ve Çin politikaları

Çin hükümetinin Sincan'daki politikaları, Uygurların kültürel, dini ve siyasi kimliğini yok etmeye yöneliktir. 2010'lu yıllardan itibaren Çin hükümeti, "terörle mücadele" adı altında geniş çaplı baskı operasyonları başlattı. Bu politikalar arasında:

* "Yeniden eğitim kampları": 2017'den itibaren yüz binlerce, hatta bir milyondan fazla Uygur ve diğer Müslümanlar kamplara kapatıldı. Bu kamplarda zorla Çince öğretme, komünist ideolojiyi aşılama ve dini inançlardan vazgeçmeye zorlama faaliyetleri yürütülmektedir.

* Kültürel yok etme: Uygur kültürünü tehdit eden politikalar, örneğin camilerin yıkılması, Uygur dilinde eğitimi yasaklama ve tarihi anıtların yok edilmesi.* Göçmen politikası: Çin hükümeti, Sincan'a çok sayıda Çinli göçmen yerleştirerek bölgedeki demografiyi değiştirmeye çalıştı. Bu, Uygurları kendi yurtlarında azınlık bir grup haline getirmek amacıyla yapıldı.

3. Uluslararası tepki ve tartışma

Uygurların durumu uluslararası toplumun dikkatini çekti. Birçok ülke, özellikle Batı ülkeleri, Çin hükümetinin bu politikalarını "soykırım" olarak kınadı. Birleşmiş Milletler ve insan hakları örgütleri bu konuyu araştırmak için raporlar hazırladı. 2022'de BM İnsan Hakları Komitesi, Sincan'daki durumu "insanlığa karşı suç" olarak değerlendirdi.

Ancak Çin hükümeti bu suçlamaları reddederek, bu politikaların "ekonomik kalkınma ve istikrar" için gerekli olduğunu savunuyor. Çin, bu kampları "mesleki eğitim merkezleri" olarak adlandırıyor ve terörizm ile ayrılıkçılığın önlenmesi için kurulduğunu iddia ediyor.

4. Uygurlar: Azınlık bir millet mi yoksa sömürgeleştirilmiş bir halk mı?

Uygurları "azınlık millet" olarak adlandırmak, onların tarihi ve siyasi durumunu tam olarak açıklayamaz. "Azınlık" kavramı genellikle bir ülke içinde hak ve özgürlüklerden yararlanabilen gruplar için kullanılır. Ancak Uygurların durumu, sömürgeleştirilmiş halkların özellikleriyle örtüşmektedir:

* Kültürel baskı: Uygur kültürü ve dili sistematik olarak yok ediliyor.
* Ekonomik kısıtlamalar: Sincan'daki zenginlikler esas olarak Çinli göçmenlerin ve devlete ait işletmelerin elindedir.
* Siyasi haklardan yoksunluk: Uygurların kendi kaderlerini tayin etme hakları neredeyse yoktur.

5. Sonuç

Uygurların durumu sadece bir azınlık milletin sorunu olmakla kalmayıp, aynı zamanda sömürgeleştirilmiş bir halkın mücadelelerini yansıtmaktadır. Çin hükümetinin politikaları Uygurların kültürel ve dini kimliğini yok etmeye yönelik olup, uluslararası toplumun bu konuya tepkisi yeterince güçlü olmamıştır. Uygurların geleceği, uluslararası baskıya ve kendi mücadelelerine bağlıdır.