Dünya Uygur Kongresi eski Başkanı Dolkun İsa (Fotoğraf / ANI)
Cenevre [İsviçre], 3 Temmuz (ANI): Dünya Uygur Kongresi'nin eski başkanı ve önde gelen Uygur hakları savunucusu Dolkun İsa, birçok Uygur'un Doğu Türkistan olarak adlandırdığı Çin'in kuzeybatı bölgesinde Uygur Müslümanlarına yönelik devam eden zulüm ve baskılar hakkında ciddi bir uyarıda bulundu.
İsa, Cenevre'de düzenlenen BM İnsan Hakları Konseyi'nin 59. Oturumu'nda yaptığı konuşmada, durumu "son derece vahim" olarak nitelendirerek, devlet güvenliği ve kalkınma bahanesiyle geniş çaplı insan hakları ihlallerinin devam ettiğini belirtti.
Dolkun İsa, "Doğu Türkistan'daki Uygurların durumu hala son derece vahim. Yaklaşık bir milyon insan hala toplama kamplarında acı çekiyor. Zorla çalıştırma hala ciddi bir sorun. Ailelerinden koparılan ve zorla çalıştırılan bir milyona yakın Uygur çocuğu var. Ailelerin zorla parçalanması Doğu Türkistan'da hala devam ediyor" dedi.
Dolkun İsa, Pekin'in bu suistimalleri küçümseme veya inkâr etme yönündeki sürekli çabalarını, özellikle de uluslararası toplumu yanıltmak amacıyla önceden ayarlanmış medya turları düzenlemesini kınadı.
Sözlerine şöyle devam etti: "Son birkaç yıldır Çin hükümeti, özellikle Küresel Güney ülkelerinden ve hatta bazı Batılı ülkelerden bazı gazetecileri davet ederek propaganda turları düzenliyor ve onlara sadece göstermek istedikleri yerleri gezdiriyor. Bu heyetleri bir propaganda aracı olarak kullanarak, Doğu Türkistan'da Uygurlara karşı yürütülen soykırımı aklamaya çalışıyorlar."
Ayrıca, Uygur nüfusuna karşı yüksek teknolojili gözetimin yaygın kullanımını kınayarak, Doğu Türkistan'ı otoriter teknolojilerin bir deneme sahası olarak nitelendirdi.
İsa, "Çin hükümeti bunu sözde 'yeniden eğitim kampı' olarak adlandırıyor, ancak aslında öyle değil, bu bir toplama kampıdır. Gözetim teknolojisi, ses tanıma, yüz tanıma gibi teknolojilerin hepsi önce Uygurlar üzerinde test ediliyor" diye vurguladı.
İsa'ya göre, bu teknolojiler artık sadece Doğu Türkistan ile sınırlı kalmıyor, aynı zamanda Çin'in diğer bölgelerine ve ülke dışına da ihraç ediliyor.
"Şimdi bu teknolojiyi Çin'in diğer bölgelerinde, Hong Kong'da ve hatta Çin sınırları dışındaki bölgelerde kullanıyorlar; hatta bu teknolojiyi komşu ülkelere ihraç ediyorlar. Bu, teknolojiyi diğer ulusları ve halkları kontrol etmek için kullanan otoriter bir rejimin ta kendisidir. Çin hükümeti, kendi modelini diğer otoriter rejimler için bir örnek olarak sunmaya çalışıyor" diye ekledi.
Doğu Türkistan bölgesi, son yılların en acil insan hakları krizlerinden birinin merkezi haline geldi. Çin hükümeti, Doğu Türkistan bölgesinde zorla kısırlaştırma, aileleri parçalama ve gelişmiş gözetim sistemleri kurma gibi ciddi suçlamalarla karşı karşıya. (ANI)