Turkistan Times, 13 Eylül 2025 - Dünya Uygur Kongresi (WUC), Çinli teknoloji devleri Huawei, Hikvision ve Dahua’ya karşı Fransa’da ikinci kez suç duyurusunda bulundu. Paris Savcılığı’na sunulan başvuruda, söz konusu şirketler, Çin Komünist Partisi’nin Doğu Turkistan’da kurduğu gözetim ve baskı sistemine doğrudan katkıda bulunmakla suçlanıyor.
WUC’ye göre Huawei, Dahua ve Hikvision’un sağladığı ileri gözetim teknolojileri ve altyapı, milyonlarca Uygur’un günlük yaşamda kitlesel şekilde takip edilmesini mümkün kıldı. Özellikle yüz tanıma sistemleri, biyometrik veritabanları ve geniş ölçekli izleme teknolojilerinin, keyfî gözaltıları ve bölgede hâkim olan korku ortamını kolaylaştırdığı belirtiliyor.
Şikâyette ayrıca zorla çalıştırma boyutu da öne çıkarıldı. Uygurların ve diğer azınlıkların baskı altında fabrikalarda çalışmaya zorlandığı, bu süreçten söz konusu şirketlerin tedarik zincirleri üzerinden faydalandığı ifade edildi. WUC, bu ihlallere göz yummanın kabul edilemez olduğunu vurgularken, Fransız yargısını şirketleri sorumlu tutmaya çağırdı.
Bu, örgütün Fransa’da yaptığı ikinci başvuru. İlk başvurudan henüz sonuç alınmasa da WUC, artan hukukî girişimler ve kamuoyu baskısıyla uluslararası şirketlerin Doğu Turkistan’daki baskı sistemine ortaklıklarının daha fazla tartışılmasını umuyor. Şirketlerden konuyla ilgili henüz resmî bir açıklama yapılmadı.
Dünya Uygur Kongresi’nin tam basın açıklaması şöyle:
Dünya Uygur Kongresi’nden Huawei, Hikvision ve Dahua’ya Uygur Soykırımına Ortaklık Suçlamasıyla Fransa’da İkinci Şikâyet
Basın Bülteni – Derhâl Yayınlanmak Üzere
08 Eylül 2025
Dünya Uygur Kongresi
Dünya Uygur Kongresi (WUC), uluslararası girişim Don’t Fund Russian Army (DFRA) ve Fransız hukuk firması Bourdon & Associés iş birliğiyle, Çinli teknoloji devlerinin Fransız yan kuruluşları Dahua Technology France, Hikvision France ve Huawei Technologies France hakkında Paris Adli Mahkemesi’ne ikinci kez suç duyurusunda bulundu. Bu şikâyet, “sivil taraf olarak davaya katılım” (plainte avec constitution de partie civile) yoluyla yapıldığı için mahkemeyi soruşturma açmaya zorunlu kılıyor.
Nisan 2025’te WUC, Paris Temyiz Mahkemesi’ne benzer bir şikâyette bulunmuştu. Ancak savcılık, yetki alanı gerekçesiyle dosyayı kabul etmemişti. Yeni başvuru, daha güçlü bir hukukî çerçevede yapıldı.
“Fransız adalet sisteminde bu davayı ısrarla sürdürerek, baskıdan kazanç sağlayan şirketlerin Avrupa’da güvenli liman bulamayacağından emin olmak istiyoruz. Uygur soykırımı sadece halkımız için bir trajedi değil, tüm insanlığı ilgilendiren bir suçtur,” dedi WUC Başkanı Turgunjan Alawdun.
Şikâyet, bu şirketleri Çin otoritelerinin Uygur halkına karşı işlediği en ağır suçlara ortak olmakla itham ediyor: zorla çalıştırma ve köleleştirme, insan ticareti, insanlığa karşı suçlar ve soykırım.
Hikvision ve Dahua’nın, Çin otoritelerine Uygurların etnik kimliklerini ayırt etmek üzere tasarlanmış yapay zekâ tabanlı yüz tanıma özellikli kitlesel gözetim sistemleri sağladığı; Huawei’nin ise East Turkistan’da kurulan “yenilikçi polis laboratuvarlarında” Uygurları kalabalıklar içinde tespit etmeye yönelik teknolojiler geliştirdiği belirtiliyor.
Bu adım, Don’t Fund Russian Army adlı STK tarafından da destekleniyor. Sivil toplum kuruluşu, Rusya’nın işgal ettiği Ukrayna bölgelerinde Hikvision ve Dahua kameralarının yaygın kullanıldığını belgeledi. Raporda, bu şirketlerin insan hakları ihlallerine rağmen Avrupa’da serbestçe faaliyet göstermeye devam ettiği, East Turkistan’daki baskı ile Avrupa’daki güvenlik riskleri arasında bağlantı kurulduğu ifade edildi.
Aynı teknolojilerin bugün Ukrayna’nın işgal altındaki bölgelerinde de kullanıldığına dikkat çeken DFRA Direktörü Olha Matseliukh, “WUC ile güçlerimizi birleştirerek, şirketlerin ağır insan hakları ihlallerindeki rolünün göz ardı edilemeyeceğini açıkça gösteriyoruz,” dedi.
Hikvision, Dahua ve Huawei’nin ürünlerinin Avrupa’da “akıllı güvenlik sistemleri” adı altında hâlen pazarlandığı, aynı zamanda işgal altındaki Ukrayna topraklarında da nüfusu kontrol etmek için kullanıldığı belirtiliyor. Basın açıklamasında, bu şirketlerin ürünlerini finanse etmenin ya da satın almanın Çin’de, Rusya’da ve dünyanın başka yerlerinde baskı altyapısını desteklemek anlamına geldiği vurgulandı.
Fransız yasalarına göre suçlu bulunmaları hâlinde şirketler ve yöneticileri 15 milyon avroya kadar para cezası, malvarlığına el koyma, zorla çalıştırma ile üretilen malların değerinin yarısının tahsili ve sorumlular için müebbet hapse kadar varan cezalarla karşı karşıya kalabilir.