Washington, D.C. – Campaign for Uyghurs (CFU), 10 Eylül 2025’te, Dr. Gulshan Abbas’ın Çin’de keyfi şekilde gözaltına alınmasının ve haksız mahkûmiyetinin üzerinden yedi yıl geçtiğini hatırlatıyor. Dr. Abbas, CFU İcra Direktörü Rushan Abbas’ın ve Uluslararası Uygur Akademisi Başkanı Dr. Rishat Abbas’ın kardeşi. Onun davası, Çin rejiminin akrabalık cezalandırması ve uluslararası baskı mekanizmalarını kullanarak uyguladığı zulmün çarpıcı bir örneği olarak öne çıkıyor.
Dr. Gulshan Abbas, 2018 yılının Eylül ayında, kardeşi Rushan Abbas’ın Hudson Institute’da yaptığı açıklamalardan sadece birkaç gün sonra kayboldu. Ailesi, 2020 Aralık ayına kadar onun nerede olduğunu öğrenemedi; bu tarihte yetkililer, Dr. Abbas’ın “terörizm” suçlamasıyla gizlice 20 yıl hapis cezasına çarptırıldığını kabul etti. Şu anda yedinci yılını dolduran haksız mahkûmiyet süreci boyunca, Dr. Abbas ciddi sağlık sorunları yaşıyor; yüksek tansiyon gibi durumlar nedeniyle uygun tıbbi bakımdan mahrum bırakılıyor ve ailesiyle iletişimi engelleniyor. CFU’ya göre, bu durum yalnızca kardeşlerinin Uygur hakları savunusundaki faaliyetlerine misilleme niteliğinde değil, aynı zamanda uluslararası hukukun ve insani normların açık bir ihlalini oluşturuyor.
CFU, bugüne kadar 40’tan fazla ülkeden politika yapıcılar, din liderleri, öğrenciler ve aktivistlerin Dr. Abbas’ın serbest bırakılması çağrısında bulunduğunu belirtiyor. 2024 yılında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucuları Özel Raportörü Mary Lawlor, Pekin yönetimini Dr. Abbas’ın durumu hakkında bilgilendirmeye ve diğer tutuklu kişilerin muamelesi konusunda şeffaf olmaya çağırdı. Aynı yıl Avrupa Parlamentosu, haksız yere tutuklanan Uygurların serbest bırakılması çağrısını içeren bir karar tasarısı kabul ederek, özellikle Dr. Gulshan Abbas’ı isim vererek gündeme aldı.
Rushan Abbas, kardeşi için şunları söyledi: “Kız kardeşim Dr. Gulshan Abbas, yalnızca benim ve Uygur hakları savunusundaki faaliyetlerimin bir parçası olarak, yedi yıldır Çin hapishanesinde tutuluyor. Gulshan emekli bir doktor, bir anne ve başkalarına yardım etmeye adamış nazik bir ruh. Çocukları ve torunlarıyla huzur içinde yaşaması gerekirken, haksız yere hapsedildi ve tıbbi bakımdan mahrum bırakıldı; bu, uluslararası yasaların ve insani ilkelerin açık bir ihlalidir.”
CFU, hükümetleri, insan hakları örgütlerini ve uluslararası toplumu Dr. Gulshan Abbas ve Beijing’in baskısı altında haksız şekilde tutulan tüm Uygurların derhal serbest bırakılması için harekete geçmeye çağırıyor. CFU, bu davanın Çin’in toplu cezalandırma uygulamalarının acımasızlığını ortaya koyduğunu ve hesap verebilirliğin önemini gösterdiğini vurguluyor. Ayrıca destekçileri, #FreeGulshanAbbas etiketiyle sosyal medyada kampanyayı yaymaya ve Uygur halkına yönelik devam eden soykırıma karşı birleşmeye davet ediyor.