24 Eylül 2025
Yazar: Joe Galvin
- İrlanda'da yaklaşık 200 Uygur yaşıyor. Nüfusları yaklaşık 12 milyon olan ve çoğunluğu Çin'in Doğu Türkistan bölgesinde yaşayan, ağırlıklı olarak Müslümanlardan oluşan bir Türk halkıdırlar.
- Orada, Birleşmiş Milletler tarafından "insanlığa karşı suç teşkil edebilecek" olarak tanımlanan koşullarla karşı karşıyalar.
- Pekin ayrıca yurt dışındaki Uygurları ve diğer muhalifleri hedef almakla suçlanıyor — bir kadının ifadesine göre bu eylem, onu gözetleme, taciz etme ve anavatanındaki ailesine baskı yapma yoluyla Dublin'e kadar takip etmiş.
Şu anda İrlanda'da Çin'den gelen 50.000'den fazla kişi yaşıyor, çalışıyor ve okuyor.
Birçoğu burada kalarak İrlanda vatandaşı oluyor, kendi işlerini kuruyor ve ailelerini yetiştiriyor.
Nuriye Zeydin de onlardan biri. İki çocuk annesi olan Nuriye, 2009 yılında Çin'den İrlanda'ya göç etti ve 2013 yılında İrlanda vatandaşı oldu.
Ancak Bayan Zeydin'in hikayesi sıradan değil; o Doğu Türkistan'ın Kaşgar şehrinden ve bölgedeki Uygur halkının bir üyesi. İrlanda'da yaşayan yaklaşık 200 Uygur'dan biri.
2014 yılına kadar Bayan Zeydin, WhatsApp'a benzeyen ancak Çin hükümeti tarafından sıkı bir şekilde izlenen Çinli akıllı telefon uygulaması WeChat aracılığıyla Doğu Türkistan'daki yakınlarıyla iletişim kuruyordu.
Nuriye Zeydin, Saraybosna'ya seyahati sırasında takip edildiğinden şüphelendiğini anlatıyor.
Ancak Doğu Türkistan'daki baskıların artmasıyla durum değişti.
Bayan Zeydin, "Tüm kardeşlerim, kuzenlerim ve arkadaşlarım beni WeChat'ten engelledi," diye anımsadı.
"Sadece annem beni kişi listesinde tuttu, ama benden onu aramamamı istedi. Daha sonra, yurt dışında bir aile üyesine sahip olmanın genellikle Çin Komünist Partisi'ne sadakatsizlik eylemi olarak görüldüğünü ve bu durumun birçok kişinin tutuklanmasına yol açtığını öğrendim."
Annesi ona telefon etmemesini söylese de, teması tamamen kesmedi.
Bayan Zeydin, "Arada sırada aile fotoğrafları gönderirdi, ben de çocuklarımın fotoğraflarını paylaşırdım," dedi.
"Bu, bizim iyi olduğumuzu bildiren sessiz sinyalimizdi. Mesafe ve korkuya rağmen, belki de bu ara sıra yapılan paylaşımları görmem için beni kişi listesinde tuttu."
Doğu Türkistan ile doğrudan iletişiminin çoğu koptuktan sonra, Bayan Zeydin enerjisini İrlanda'da, kendi deyimiyle "güvenli ve canlı bir Uygur topluluğu" oluşturmaya odaklamaya karar verdi.
İrlanda'daki Uygur topluluğu küçük olsa da, Bayan Zeydin İrlanda-Uygur Kültür Derneği'ni kurdu ve Ocak 2024'te düzenlenen bir etkinlikte örgütün kuruluşunu duyurdu; bu etkinlik The Irish Times'da ulusal medyanın dikkatini çekti.
Örgütün 10'dan az üyesi var ve çok az mali destek alıyor, ancak Bayan Zeydin bu kuruluş töreninin Çin'in dikkatini çekmek için yeterli olduğuna inanıyor.
Bayan Zeydin, "Bu etkinlikten hemen sonra annemin WeChat hesabı sessizliğe büründü. Onunla iletişim kurmak için her yolu denedim — Pekin'deki eski arkadaşlarıma telefon ettim ve aklıma gelen her bağlantıyı kullandım — ama kimse bana ne olduğunu söyleyemedi," dedi.
"Yaşlı annemle yeniden temas kurma umudumu kaybetmek üzereyken, rahatsız edici mesajlar gelmeye başladı. Bir mesajda, ablamın vatandaşlığımı yenilemek için Çin'e dönmem gerektiğini söylediği yazıyordu. İrlanda'da yaşayıp İrlanda vatandaşı olmama rağmen, ÇKP tarafından hala Çinli olarak görülüyordum. Başka bir mesaj ise Kaşgar'daki evimizin bir fotoğrafını gönderen isimsiz birinden geldi."
"Takip edildim"
Ekim 2024'ün sonlarında Nuriye, Bosna-Hersek'in Saraybosna kentinde düzenlenen Dünya Uygur Kurultayı'na katıldı.
Dünya Uygur Kurultayı, amacını "Uygur halkı için insan haklarını, din özgürlüğünü ve demokrasiyi barışçıl yollarla ilerletmek" olarak beyan eden, kar amacı gütmeyen bir kuruluştur.
Örgüt, Çin hükümeti tarafından terör örgütü olarak kabul edilmektedir; bu örgütle bağlantılı olmak, Uygurların hem yurt içinde hem de yurt dışında Çinli yetkililer tarafından hedef alınmasına yol açmıştır.
Bayan Zeydin'in Saraybosna'ya yolculuğu, Almanya'nın Frankfurt kentinde bir aktarma içeriyordu.
Dublin'den ilk uçağa binerken, iki Çinli adam ona bagajıyla yardım etmeyi teklif etti. Kibarca reddetti.
Frankfurt'a vardığında ve Saraybosna'ya giden ikinci uçağa bindiğinde, aynı iki adamın o uçakta da olduğunu görünce takip edildiğinden şüphelenmeye başladı.
Saraybosna'daki oteline vardığında şüpheleri tamamen doğrulandı.
Bayan Zeydin, "Kurultay'ın yapıldığı otelde, o iki kişi otel lobisinde Kurultay katılımcısı Uygurların fotoğraflarını çekerken görüldü," dedi.
"Bir Uygur kardeşimiz, onların bana karşı düşmanca bir tavır sergilediklerini söyledi."
Bayan Zeydin, bu iki adamı otel lobisinde diğer Kurultay katılımcıları tarafından sorgulanırken fotoğrafladı. Saraybosna'dan döndükten sonra durum daha da gerginleşti.
Bayan Zeydin, "Dublin'e döndükten sonra, WeChat yüklü yedek telefonumu kontrol ettiğimde annemden ve ablalarımdan çok sayıda cevapsız arama buldum," dedi.
"Ablama ait olduğu iddia edilen yeni bir hesap benimle iletişim kurmak istedi. Kabul ettim ve konuşma sırasında ablam beni Kurultay'a katılmam konusunda sorguladı ve ailenin güvenliğini umursamamakla suçladı. Ayrıca, Kaşgar'daki yerel yetkililer tarafından kurulduğunu söylediği bu yeni hesabı eklememi istedi."
Bayan Zeydin bu yeni hesap üzerinden ailesiyle iletişim kurmaya devam ediyor, ancak bu iletişimlerin kendisini korkutmak için bir komplo olduğuna dair hiçbir şüphesi yok.
Bayan Zeydin, "Görüntülü görüşmelerimizde annem korkmuş ve yorgun görünüyor ve bana, beni kontrol etmekten endişe duyduğu 'yetkililer' ile konuşmam gerektiğini ima etti," dedi.
"Bu durum beni büyük bir baskı altına soktu, çünkü ailemle konuşmamanın onları daha büyük bir tehlikeye atacağından ve daha ağır cezalara maruz kalmalarına neden olacağından korkuyorum."
Uluslararası Af Örgütü tarafından 2019'da ve Uygur İnsan Hakları Projesi tarafından 2022'de yayınlanan araştırmalara göre, Bayan Zeydin'in anlattıkları, yurt dışında yaşayan diğer Uygurların hikayeleriyle örtüşüyor.
Hollanda'daki tanınmış bir Uygur aktivist, Uluslararası Af Örgütü'ne sık sık Çinli olarak algıladığı kişiler tarafından takip edildiğini ve korkutulduğunu söyledi.
Birkaç kişi, yakın akrabalarının sıkıntılı göründüğü WeChat mesajları ve telefon görüşmeleri ile Çin'e dönme veya yerel elçiliğe gitme yönündeki tekrarlanan talepler hakkında hikayeler anlattı.
Kendisi de Çin hükümetinin ihlallerine karşı çıktığı için onlar tarafından yaptırıma uğrayan İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün eski direktörü Kenneth Roth, "Çin hükümeti, denetim mekanizmasını küreselleştirme, ulusötesi baskı uygulama konusunda kötü bir üne sahiptir ve ana hedefi yurt dışında okuyan, çalışan veya başka işler yapan Çin vatandaşlarıdır," dedi.
Roth, "Eğer yurt dışındaki bir öğrencinin Pekin'i çok fazla eleştirdiğini görürlerse, Çin'deki ebeveynlerine yaklaşırlar. Bu, aslında bir tehdit olan 'dostça bir çay daveti' olur. Eğer çocuğunuz Batı'da bir öğrenci olarak eleştirmeye devam ederse, burada, yani Çin'de yaşayan siz, yani aile üyesi için sonuçları olacaktır. Bu, yurt dışındaki Çinli öğrencileri derinden sarsan bir durum," diye ekledi.
RTÉ Investigates, Çin Büyükelçiliği'ne Çin'in İrlanda da dahil olmak üzere yurt dışındaki muhalifleri hedef alması hakkında soru sordu. Büyükelçilik bu özel soruya yanıt vermedi, ancak Doğu Türkistan'daki ihlallere ilişkin iddiaları "Çin karşıtı güçler tarafından uydurulan yalanlar ve dezenformasyon" olarak nitelendirdi.
Bayan Zeydin, bu gözetim ve korkutmanın bir sonucu olarak sürekli bir korku içinde yaşadığını söyledi. Bu konuları İrlanda polisi (gardaí) ve Adalet Bakanlığı'na bildirmiş olsa da, yetkililerden hiçbir yardım alamadığını hissediyor.
Adalet Bakanlığı, RTÉ Investigates'e "bireysel davalar veya güvenlik konularının ayrıntıları hakkında yorum yapılmayacağını" söyledi.
Bakanlık açıklamasında, "Herhangi bir yabancı hükümetin İrlanda topraklarında kontrol uygulama veya bireyleri izleme dahil olmak üzere yargısız faaliyetlerde bulunma girişimi ciddi bir endişe kaynağıdır ve İrlanda polisi (An Garda Síochána) tarafından buna göre ele alınacaktır," denildi.
Bayan Zeydin, sürekli izlendiğinden ve çocuklarının tehlikede olmasından endişe ettiğini söyledi. Hatta diğer İrlandalı Uygurlardan şüphelenmeye başladığını ve kendi topluluğundakilere bile güvenememekten korktuğunu belirtti.
Nuriye ile birlikte İrlanda-Uygur Kültür Birliği'ni kuran ve uzun yıllar Doğu Türkistan'da yaşamış olan David O'Brien, "O, bir İrlanda vatandaşı olarak, İrlanda'da gerçekten tüyler ürpertici bir düzeyde tacize uğruyor," dedi.
"Elbette, anavatanına gidemez. Ailesini göremez. Örneğin, çocukları büyükannelerini hiç görmedi. Ama burada, İrlanda'da, sırf bölgede olup bitenler hakkında farklı bir anlatı sunan bir örgüt kurmaya cesaret ettiği için, bu durum Çinli yetkililerin onu hedef almasına neden oldu ve bu, İrlanda'daki herkesi derinden endişelendirmeli."
Bay O'Brien, kendisinin ve Bayan Zeydin'in bu taciz hakkında Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve polis teşkilatıyla temasa geçtiğini söyledi.
"Onlar dinleseler, empati kursalar ve ne demek istediğini anlasalar da, aslında hiçbir şey yapamayacaklarını söylüyorlar," diye ekledi.
"Ya bunun kendi sorumluluk alanlarına girmediğini ya da bu konuda bir yasa olmadığını söylüyorlar. Kısacası, İrlanda hükümeti bunu bir sorun olarak ele almak istemiyor."
RTÉ Investigates, Bayan Zeydin'in davasıyla ilgili olarak Dışişleri Bakanlığı ve polis teşkilatıyla temasa geçti, ancak sorularımıza yanıt alamadı.
RTÉ Investigates ile konuşan akademisyenler ve uzmanlara göre, Bayan Zeydin'in hikayesi, Çin'in Doğu Türkistan ve Uygur nüfusu hakkındaki tartışmaları bastırmak için ne kadar ileri gidebileceğini gösteriyor.
Ancak Doğu Türkistan'daki insanlığa karşı suçlar ve İrlanda vatandaşlarının İrlanda topraklarında hedef alındığı iddialarına rağmen, İrlanda, birbiri ardına gelen hükümetler tarafından geliştirilen Çin ile güçlü ilişkilerini sürdürmeye ve geliştirmeye devam ediyor.
İrlanda, AB üyeleri arasında Çin ile pozitif ticaret dengesine sahip tek ülke olup, bloğun 14. büyük ekonomisi olmasına rağmen Çin'e en çok mal ihraç eden 5. ülkedir. Sosyal medya devi TikTok ve online perakendeciler Shein ve Temu da dahil olmak üzere birçok büyük Çinli şirketin küresel veya Avrupa merkezleri İrlanda'dadır.
Çin'in İrlanda'yı önemli bir ortak olarak gördüğü açık ve son iki yılda bazı üst düzey yetkilileri ülkeyi ziyaret etti.
Çin'in ülke içindeki ikinci en üst düzey yetkilisi olan Başbakan Li Qiang, İrlanda'ya resmi bir ziyarette bulunarak o zamanki Başbakan (Taoiseach) Leo Varadkar ve Cumhurbaşkanı Michael D. Higgins ile görüştü.
Daha yakın zamanda, Şubat ayında, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Avrupa turunda sadece üç ülkeyi ziyaret etti ve İrlanda bunlardan biriydi. Başbakan Yardımcısı (Tánaiste) Micheál Martin ve o zamanki Başbakan (Taoiseach) Simon Harris ile bir araya geldi.
Wang Yi'nin ziyareti için, Uygur protestocular, onun konvoyu geldiğinde Başbakanlık binasının kapılarının dışında toplanarak onu "karşıladı". Yaklaşık 20 erkek ve kadından oluşan küçük bir grup, Çin hükümetini protesto etti.
Anlattığı korkutmalara rağmen protestoya öncülük etti. Protestocular, Doğu Türkistan'daki binlerce tutuklu Uygur'u desteklemek için slogan atarken, kapılardan iki Çinli yetkili çıkarak grubu fotoğrafladı.
Bayan Zeydin için bu ziyaret, İrlanda devletinin kendi durumuna yönelik tutumunun tipik bir örneğiydi.
"İrlanda'ya gelip bu ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyuyordum, çünkü o da sömürgecilik ve zulümden acı çekmişti, ama büyük hayal kırıklığına uğradım," dedi.
"Bazen, 'Başka bir yere, bana yardım etmek isteyen bir ülkeye taşınsam daha mı iyi olurdu?' diye düşünüyorum."
Orgijinal Kaynak: İralanda Radyo Televizyonu (RTÉ)