Turkistan Times-İstanbul: BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, dünyadaki en acil insan hakları sorunlarını ele aldı. 26 Eylül'de ABD Dış İlişkiler Konseyi'nde düzenlenen ve canlı yayınlanan toplantıda Türk, Çin'in insan hakları durumu, özellikle de Uygurlara yönelik muamelesi hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Toplantının moderatörlüğünü ABD'nin eski BM Daimi Temsilcisi (2021-2025) ve Dış İlişkiler Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Linda Thomas-Greenfield yaparken, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk ana konuşmacı oldu.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Çin'in insan haklarını ihlal eden bir ülke olmasına rağmen, uluslararası raporlarda eleştirilmekten kaçınmaya çalışan ülkelerin tipik bir örneği olduğunu belirtti.
Çin'in Uluslararası Sisteme Yönelik Tutumu
Volker Türk, Çin'in çok taraflı uluslararası sistemin devamını desteklediğini, ancak bu sistemin diğer ülkeler gibi kendi bakış açısına göre yürütülmesini talep ettiğini ifade etti.
Toplantıya katılan bir kişi, Çin'in bir yandan uluslararası kuralları sevdiğini ancak "insan hakları modeli olmadığını" vurgulayarak, Volker Türk'e böyle bir ortamda Çin ile nasıl işbirliği yapılabileceğini sordu.
Yüksek Komiser Türk, Çin ve Rusya'nın sık sık "egemenlik" bahanesiyle insan hakları eleştirilerini reddettiğini söyledi. BM Şartı uyarınca, insan hakları endişelerinin "uluslararası bir endişe meselesi" olduğunu ve bunun "iç işlere müdahale" sayılmadığını açıkça belirtti.
Uygurlara Yönelik Muamele ve Kınama Talebi
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden (Human Rights Watch) Ken Roth, Volker Türk'e Uygurlar meselesindeki tutumunu sordu. Roth, Çin'in Uygurlara yönelik zulmünün zirveye ulaştığı dönemde, 11 milyonluk nüfusun yaklaşık bir milyonunun gözaltına alındığını ve birçoğunun zorla çalıştırıldığını hatırlattı.
Roth, Türk'ün selefi Michelle Bachelet'nin ofisinin, Uygurlara yönelik muamelenin "insanlığa karşı suç" teşkil edebileceğine dair güçlü raporuna atıfta bulundu. Volker Türk'ün üç yıllık görev süresi boyunca Çin'in Uygurlara yönelik muamelesini bir kez bile kınamadığını ve selefinin raporundaki bulguları kendi sesiyle tekrarlamadığını öne sürerek, ondan Çin'in bu eylemini "kınamasını, eleştirmesini veya reddetmesini" talep etti.
Volker Türk'ün Cevabı: "Raporla Aramızda Zerre Kadar Fark Yok"
Yüksek Komiser Türk, Ken Roth'un eleştirisine yanıt vererek, kendisi ile Michelle Bachelet'nin raporu arasında "zerre kadar fark olmadığını" ve bunu defalarca kamuoyuna açıkladığını vurguladı. Ayrıca, bu raporun yayınlandığını ancak İnsan Hakları Konseyi'nde bir karar olarak kabul edilmediğini, aksine reddedildiğini hatırlattı.
Volker Türk, Çin'e yönelik stratejisinin "onlarla sürekli, tekrar tekrar konuşarak" diyalog kurmak olduğunu belirtti. Bu görüşmelerin sadece Doğu Türkistan meselesini değil, aynı zamanda Hong Kong, Tibet ve Çin'deki sivil toplum alanı gibi diğer konuları da kapsadığını kaydetti.
Türk, Çinli yetkililerle "çok çetin tartışmalar" yürüttüğünü, ancak ilerlemenin "olağanüstü yavaş" olduğunu ve bu durumdan "büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını" açıkça ifade etti. Ayrıca, bu çalışmaları daha etkili hale getirmek için ofisinin yeterli "mali kaynağa sahip olmadığını" ekledi. Buna rağmen Türk, bu çalışmaların ofisinin "çalışma ahlakının bir parçası" olduğunu ve bunu sürdüreceğini belirtti.