Türkistan Times, Sidney, Avustralya: Avustralya'nın prestijli akademik kurumlarından biri olan Sidney Üniversitesi'nde 2 Ekim'de düzenlenen bir bilimsel sempozyum, 20. yüzyıl Uygur tarihinin karmaşık ve siyasi açıdan hassas yönlerini gündeme getirdi. "20. Yüzyıl Uygur Tarihi: Uygur Milliyetçiliği ve Doğu Türkistan Cumhuriyetleri" başlıklı bu etkinlik, Pekin hükümetinin tarih anlatısını nasıl şekillendirdiğini ve bağımsız akademisyenlerin buna karşı çabalarını gündeme taşıdı.
Sidney Üniversitesi'nden Dr. David Brophy'nin moderatörlüğünü yaptığı toplantıya, Uygur tarihi araştırmalarıyla tanınan ünlü tarihçi Dr. Nebijan Tursun onur konuğu olarak katıldı.
Dr. Brophy, toplantıda Uygur tarihinin son derece siyasallaşmış bir alan olduğunu vurguladı. Buna örnek olarak, Çin'de yaklaşık yirmi yıl önce duyurulan ancak 2017 sonrası siyasi değişiklikler nedeniyle yayımlanmayan devasa "Sincan Tarihi" projesinden bahsetti. Bu durumun, bölge tarihinin siyasi konjonktüre nasıl bağımlı kılındığının açık bir kanıtı olduğunu belirtti.
Toplantıda ayrıca, Çin hükümetinin son yıllarda yayımladığı ve bölgenin "eskiden beri Çin'in bir parçası" olduğunu savunan "Beyaz Kitaplar" da tartışıldı. Uzmanlar, bu tür resmi belgelerin Çin içindeki akademisyenlerin araştırma alanını daraltarak onları "tarihi coğrafya" gibi daha az hassas konulara yönelmeye zorladığını belirtti. Bu belgeler, Uygurların 20. yüzyılda iki kez kurduğu Doğu Türkistan Cumhuriyeti gibi bağımsızlık iradesini yok saymayı amaçlamaktadır.
Bu sistematik tarih mühendisliğine karşı en büyük direniş ise diasporadaki bağımsız akademisyenlerden gelmektedir. Uygurların kendilerine ait bir devlet arşivi olmaması nedeniyle, tarihçiler Uygurların sesini ve bakış açısını ortaya koymak için çoğunlukla yabancı misyonerlerin, diplomatların, gezginlerin kayıtlarına, yabancı devletlerin istihbarat raporlarına, sürgünde korunan materyallere ve nesilden nesile aktarılan sözlü anlatılara dayanmak zorunda kalmaktadır.
Toplantının onur konuğu, hayatını Uygur tarihini kaydetmeye adayan Dr. Nebijan Tursun, bu zorlukların nasıl aşılabileceğinin canlı bir örneği olarak tanıtıldı. Pekin ve Moskova'da eğitim görmüş, (Trump yönetimi tarafından kapatılmadan önce) uzun yıllar ABD'deki Özgür Asya Radyosu Uygur Bölümü'nde çalışmış olan Dr. Tursun'un hazırlamakta olduğu 13 ciltlik "Uygur Genel Tarihi" adlı eser, Pekin'in resmi tarih anlatısına karşı en güçlü akademik yanıtlardan biri olarak kabul edilmektedir.
Sonuç olarak, Sidney'deki bu toplantı, tarihin sadece geçmişe ait bir disiplin olmadığını, aynı zamanda bir milletin kimliğinin, varlığının ve geleceğinin şekillendiği hayati bir mücadele alanı olduğunu bir kez daha kanıtladı.