Türkistan Times Gazetesi, 8 Ekim 2025: – OpenAI şirketinin yakın tarihli bir güvenlik raporunda ortaya konduğuna göre, yeni ortaya çıkan deliller, Çin hükümetiyle bağlantılı güçlerin ChatGPT ve benzeri yapay zeka araçlarını kullanarak Uygurları ve "yüksek riskli" olarak kabul edilen diğer kişileri gözetlemeye çalıştığını göstermektedir. Bu bilgiler ilk olarak "Firstpost" haber sitesinin ayrıntılı bir raporunda ortaya çıkmış, ardından CNN tarafından da haberleştirilerek, Pekin'in Doğu Türkistan'daki gözetim mekanizmasını genişlettiği ve üretken yapay zekanın bir silah olarak kullanılma potansiyeline ilişkin dünya kamuoyunun endişelerini yeniden alevlendirmiştir.
Yapay Zeka ile Gözetim: Raporlar Neleri Ortaya Koyuyor?
Her iki haber kaynağının da alıntıladığı OpenAI raporunda, "Çin hükümet organıyla ilişkili olduğu tahmin edilen" bir kullanıcının, ChatGPT'den Uygurların ve diğer "yüksek riskli" grupların seyahat hareketlerini takip eden bir sistem tasarlamasını talep ettiği ayrıntılı olarak anlatılmaktadır.
Bir başka örnekte ise, Çince konuşan bir kullanıcı, X (eski adıyla Twitter) ve Facebook gibi başlıca sosyal medya platformlarındaki siyasi veya dini açıdan hassas içerikleri filtreleyebilen bir yazılımın tanıtım materyallerini hazırlamak için ChatGPT'den yardım istemiştir. OpenAI, bu iki hesabın derhal yasaklandığını bildirmiştir.
CNN'in haberine göre, OpenAI'nin iç denetim sistemi bu şüpheli talepleri tespit ederek derinlemesine bir soruşturma başlatmıştır. CNN ayrıca, Batılı istihbarat analistlerinin bu tür eylemleri, devlet bağlantılı grupların yapay zekayı açıkça yenilik yaratmak için değil, sansür, gözetim ve dezenformasyon gibi amaçlarla test etmeye yönelik daha geniş kapsamlı bir çabanın parçası olarak gördüklerini belirtmiştir.
OpenAI Baş Araştırmacısı Ben Nimmo, CNN'e şöyle konuştu: "Çin'de yapay zekayı kullanarak gözetim ve denetim gibi kapsamlı işleri daha iyi yürütme yönünde bir eğilim güçleniyor. Bu yeni bir şey değil; sadece yapay zekanın kendilerini daha hızlı ve etkili kılacağını fark ettiler."
Doğu Türkistan: Kontrolün Arka Planı
Bu raporlar, Doğu Türkistan'ın (resmi adıyla Sincan Uygur Özerk Bölgesi) arka planıyla birlikte ele alındığında, ciddiyeti daha da belirginleşmektedir. Çin makamları, bu bölgede Uygurları ve diğer Türki Müslüman azınlıkları hedef alan kapsamlı bir gözetim mekanizması uygulamaktadır.
2017 yılından bu yana insan hakları örgütleri ve birçok hükümet, bölgedeki toplu tutuklamalar, biyometrik takip, yüz tanıma ile izleme ve zorla çalıştırmaya ilişkin kanıtlar toplamıştır. 2021 yılında ABD Dışişleri Bakanlığı, Çin'in Doğu Türkistan'daki politikalarının soykırım ve insanlığa karşı suç teşkil ettiğini resmen ilan etmiş, ABD Kongresi ise zorla çalıştırılarak üretilen ürünleri yasaklamak amacıyla "Uygur Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasası"nı (UFLPA) kabul etmiştir.
Bu arka plan ışığında, yapay zeka sohbet botlarının insanları gözetlemeye yardımcı olma potansiyeli, Çin'in dijital otokrasisinin gelişiminde endişe verici yeni bir aşama olarak ortaya çıkmaktadır.
Pekin'in Tepkisi: "Asılsız İftiralar"
CNN ve "Firstpost"un alıntıladığı, Çin'in Washington Büyükelçiliği sözcüsü Liu Pengyu, OpenAI'nin raporunu "asılsız" olarak nitelendirerek reddetmiş ve bunu "Çin'e yönelik uydurma bir karalamanın" tipik bir örneği olarak suçlamıştır.
Büyükelçilik sözcüsü Liu Pengyu, "Çin, ulusal koşullarına uygun bir yapay zeka yönetim sistemi hızla kurmaktadır" diyerek Pekin'in bu yaklaşımının "gelişme ile güvenliği dengelemeyi" ve "yenilikçilik, kapsayıcılık ve katı ahlaki standartları" içerdiğini özellikle vurgulamıştır.
Pekin, son dönemde çıkardığı algoritma hizmetleri, veri güvenliği ve üretken yapay zekayı denetlemeye yönelik yasa ve düzenlemeleri sorumlu yönetime örnek olarak göstermektedir. Ancak eleştirmenler, bu düzenlemelerin yalnızca devlet kontrolünü meşrulaştırdığını ve teknolojinin iktidardaki partinin çıkarlarına hizmet etmesini sağladığını savunmaktadır.
Yapay Zekanın Kötüye Kullanımı
CNN'in görüştüğü analistlere göre, büyük dil modelleri çeşitli pratik nedenlerden dolayı devlet güvenlik kurumları için çekici hale gelmektedir:
- Ölçeklenebilirlik:Yapay zeka araçları, devasa metin verilerini işleyebilir, bu da sosyal medyanın otomatik olarak taranmasını ve anahtar kelimelerin kolayca tespit edilmesini sağlar.
- Kullanım Kolaylığı:Teknik bilgisi olmayan yetkililer bile basit komutlarla raporlar, teklifler veya tanıtım materyalleri hazırlayabilir.
- Maliyet Etkinliği:Üretken modeller, özel gözetim yazılımları geliştirmeye kıyasla işletme maliyetlerini önemli ölçüde düşürür.
- İnkar Edilebilirlik:Görevler genel nitelikte göründüğü için, kötü niyetli kullanım sıradan bir veri analizi gibi gösterilerek sorumluluktan kaçınılabilir.
Geniş Kapsamlı Riskler
Çin'in ChatGPT benzeri sistemleri kitlesel gözetim için kullandığına dair kesin kanıtlar olmasa da, uzmanlar bu niyet ve denemelerin başlı başına bir uyarı sinyali olduğunu belirtmektedir. Yapay zekanın Doğu Türkistan'daki baskı mekanizmasına entegre edilmesi, özel hayatın gizliliği, inanç ve kültür özgürlüğüne yönelik mevcut ihlalleri daha da ağırlaştıracaktır.
"Firstpost" makalesinde, Çin'in bu konuda yalnız olmadığı vurgulanmıştır: OpenAI, Rusya ve Kuzey Koreli grupların da ChatGPT aracılığıyla siber dolandırıcılık saldırılarını geliştirmeye çalıştıklarını tespit etmiştir. Yine de, Çin'in Doğu Türkistan'daki suçları nedeniyle, bu meselenin ahlaki ve siyasi ağırlığı çok daha yüksektir.
Geleceğe Bakış
Bu sorun artık tek bir şirketin sınırlarını aşmıştır. Yapay zeka geliştiricileri, coğrafi konuma veya hükümet bağlantısına göre erişimi kısıtlamalı mıdır? İhracat kontrol rejimleri, gelişmiş çipler ve algoritmaların yanı sıra üretken yapay zeka sistemlerini de kapsamalı mıdır?
İnsan hakları savunucuları için cevap nettir: Yapay zeka sorumluluğu, dijital kuşatma altındaki toplulukları korumayı da içermelidir. OpenAI'nin keşfi ve CNN'in haberlerinin gösterdiği gibi, baskının bir sonraki cephesi yeni donanımlardan değil, Doğu Türkistan'daki milyonlarca insanın kaderini görünmez bir şekilde kontrol eden kod satırları ve metinlerden oluşabilir.