Güvenlik ve siyaset dünyasını sarsan büyük bir skandalla, hassas parlamento sırlarının Pekin'e sızdırılmasıyla ilgili ses getiren bir casusluk davası, Britanya Kraliyet Savcılık Servisi'nin 2021-2023 yılları arasında ulusal güvenliğe yönelik doğrudan bir Çin tehdidinin varlığını kanıtlayacak yeterli delil sunamaması üzerine çöktü. Kamuoyunu meşgul eden davada, Christopher Cash ve Christopher Berry, Çin ajanı olmakla ve Muhafazakar Parti liderlik yarışı ile hassas siyasi kararlar hakkındaki gizli bilgileri Çin istihbarat servislerine aktarmakla suçlanıyordu. Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Matthew Collins ifadelerinde, APT31 gibi bilinen Çinli gruplar tarafından yürütülen casusluk faaliyetleri ve siber saldırıların varlığına rağmen, İngiliz hükümetinin Çin ile "pozitif bir ilişki" sürdürmeye özen gösterdiğini belirtti. Collins, casusluk girişimleriyle ilgili ayrıntılı bilgi vermesine rağmen Çin'i ulusal güvenliğe yönelik doğrudan bir tehdit olarak tanımlamaktan kaçındı ve bu durum bir eleştiri ve soru dalgasına yol açtı.
Örtbas ve Siyasi Müdahale Suçlamaları
Boris Johnson'ın eski danışmanı Dominic Cummings'in, hükümeti 2020'de Çin'in çok büyük miktarda hassas veriye erişmesine olanak tanıyan bir güvenlik ihlalini örtbas etmekle suçlamasıyla siyasi gerilim tırmandı. Cummings, üst düzey yetkilileri olayı gizlemeye çalışmakla ve kamuoyuna açıklamayı reddetmekle suçlayarak kapsamlı bir parlamento soruşturması açılmasını talep etti. Buna karşılık, resmi kaynaklar suçlamanın bazı ayrıntılarını reddetti, ancak fiili ihlallerin yaşandığını kabul etti.
Bunun yanı sıra, Collins'in 2024 İşçi Partisi programından alınmış ifadeler içeren beyanları, Çin tehdidinin değerlendirilmesinde olası bir siyasi müdahale konusunda geniş çaplı bir tartışma başlattı. Muhafazakar milletvekilleri bu ifade tarzını "açık bir siyasi müdahale" olarak nitelendirerek davaya yeni bir tartışma katmanı ekledi.
Britanya Ulusal Güvenliği ve Çin ile İlişkiler
Neredeyse mahkemeye taşınacak olan dava, başsavcının delilleri "yasal eşiğin sadece %5'inden az" olarak nitelendirmesinin ardından kapatıldı. Hükümet kaynakları, Başbakan Keir Starmer'ın davanın çökme ihtimalinden önceden haberdar olduğunu ancak müdahale etmediğini doğruladı. Christopher Cash ise, davanın mahkemeden önce medyada karara bağlandığını savunarak, kendisine halka açık bir yargılanma fırsatı verilmemesini kınadı. İngiliz ve Çinli yetkililer arasında diplomatik ve ekonomik ziyaretlerin devam ettiği bir ortamda, özellikle Pekin'in Londra'daki siyasi atamaları yakından izlediğini ve Tayvan ile Sincan'daki Uygurlara yönelik muamele gibi hassas konulara olan ilgisini ortaya koyan sızıntıların ışığında, ticari çıkarların güvenlik kaygılarının önüne geçip geçmediğine dair endişeler artıyor. Britanya'daki siyasi manzara, Çin casusluğunun ulusal güvenlik ve egemenlik üzerindeki etkisinin ne ölçüde olduğunun araştırılması ve daha fazla şeffaflık sağlanması yönündeki artan çağrıların ortasında, karşılıklı suçlamalar ve eleştirilerle dolu bir fırtınanın merkezinde görünüyor.
Kaynak: https://www.okaz.com.sa/news/politics/2217980