Kaynak: Indiatribune
27 Ekim 2025
Washington, 27 Ekim (IANS) – Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti (DTSH), ABD Başkanı Donald Trump'a, 30 Ekim'de Güney Kore'de Çinli mevkidaşı Şi Cinping ile yapacağı görüşmeyi, Pekin'in işgal altındaki Doğu Türkistan'da Uygurlara, Kazaklara, Kırgızlara ve diğer Türk halklarına yönelik devam eden soykırımını alenen kınamak ve Amerika'nın soykırımcı bir Komünist rejimle değerlerinden veya çıkarlarından asla taviz vermeyeceğini açıkça belirtmek için kullanması yönünde çağrıda bulundu.
DTSH Dışişleri ve Güvenlik Bakanı Salih Hudayar tarafından yapılan açıklamada, "Başkan Trump'ın liderliğinde, Amerika Birleşik Devletleri, Çin'in Doğu Türkistan'daki suçlarını resmi olarak soykırım ve insanlığa karşı suçlar olarak tanıyan ilk ülke oldu. Trump Yönetimi, Birleşmiş Milletler'de küresel kınamaya öncülük etti ve Pekin'in Doğu Türkistan'daki işgalini, sömürgeleştirmesini ve soykırımını sürdürmekten sorumlu olan Sincan Üretim ve İnşaat Kolordusu da dahil olmak üzere Çinli yetkililere ve kuruluşlara yaptırımlar uyguladı," denildi.
Hudayar, Çin'in, ilk Trump Yönetimi döneminde imzalanan ticaret anlaşması da dahil olmak üzere, Amerika Birleşik Devletleri'ne verdiği taahhütleri hiçbir zaman yerine getirmediğini belirtti.
Hudayar, "Pekin, hile yapmaya, çalmaya ve yalan söylemeye devam ederek Amerika'nın ekonomisini ve küresel güvenliğini baltalıyor. Çin ve Komünist Partisi, Amerika Birleşik Devletleri ve özgür dünya için en büyük tehdit olmaya devam ediyor. Bu ay, Çin'in 12 Ekim 1949'da Doğu Türkistan'ı işgal etmesinin üzerinden 76 yıl, Pekin'in burayı tek taraflı olarak sözde 'Sincan Uygur Özerk Bölgesi' olarak belirlemesinin üzerinden ise 70 yıl geçti. Bu yıldönümleri, on yıllardır süren işgali, sömürgeleştirmeyi ve sistematik soykırımı vurgulamaktadır," ifadelerini kullandı.
Açıklamasında DTSH, Trump'a şu konularda çağrıda bulundu:
Çin'in Doğu Türkistan'da devam eden soykırımını alenen kınaması;
Çin'in yasadışı sömürgeci işgalini kınaması ve Doğu Türkistan'ı resmen işgal altında bir ulus olarak tanıması;
Uygur zorunlu çalıştırmasıyla üretilen mallar da dahil olmak üzere "lekeli ABD-Çin ticaretini" vurgulamasının yanı sıra, uluslararası mekanizmalar aracılığıyla Çin'in soykırım ve insanlığa karşı suçlarının kurbanları için adaleti desteklemesi.
Ayrıca, Doğu Türkistanlıları, Uygur Amerikalıları ve ABD kurumlarını hedef alan Çin'in ulusötesi baskı ve casusluğuna karşı durması ve ABD dış politikasının, insan hakları, kendi kaderini tayin hakkı ve esir ulusların bağımsızlık ve özgürlüğünün yeniden tesisi gibi Amerikan ilkelerini yansıtmasını sağlaması istendi.
Açıklamada, "Doğu Türkistan, Çin'in ekonomisini ve askeri genişlemesini körüklemek için çaldığı, ABD ulusal güvenliğini ve küresel istikrarı tehdit eden geniş kritik mineral kaynaklarına sahiptir. Yeniden kurulmuş, özgür ve bağımsız bir Doğu Türkistan, bu mineralleri Amerika Birleşik Devletleri ve müttefiklerine büyük bir indirimle tedarik edebilir, bu da tedarik zincirlerini güçlendirir, Amerikan sanayisini canlandırır ve Pekin'in küresel hakimiyetini zayıflatır," denildi.
DTSH, Çin-Doğu Türkistan çatışmasının yetmiş yılı aşkın bir süredir devam ettiğini ve adil ve kalıcı bir barışın ancak Çin'in "sömürge yönetimine" son verilmesi ve Doğu Türkistan'ın egemenliğinin yeniden tesis edilmesiyle sağlanabileceğini belirtti.
Hudayar, "Başkan Trump, Kamboçya ve Tayland arasında yaptığı son barış anlaşması arabuluculuğu da dahil olmak üzere, barış ve istikrar getirme yeteneğini kanıtlamıştır. DTSH, kendisini bu vizyonu Doğu Türkistan'a genişletmeye, Çin-Doğu Türkistan çatışmasını sona erdirmeye ve özgürlük, sömürgeden arındırma ve egemenliğin yeniden tesisi yoluyla adil ve kalıcı bir barış sağlamaya davet etmektedir," dedi.