Çin'in Uygur Gazeteci Shohret Hoshur'u Susturmak İçin Akrabalarını ve Arkadaşlarını Hedef Aldığı Ortaya Çıktı

Radio Free Asia gazetecisi Shohret Hoshur, 2015 yılında Washington DC'de Çin ile ilgili Kongre Yürütme Komisyonu'nun duruşmasına katılıyor.

Türkistan Times, 28 Mayıs, İstanbul: Radio Free Asia (RFA)'nın Çin'in Doğu Türkistan'daki zulüm politikalarını, insan hakları ihlallerini ve diğer tüm yasa dışı eylemlerini ifşa etmesiyle tanınan ünlü gazetecisi Shohret Hoshur'un arkadaşları ve aile üyelerini hedef aldığı ortaya çıktı.

Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) muhabiri ve Asya-Avrupa Koordinatörü Scilla Alecci, 27 Mayıs 2024 tarihinde Konsorsiyum'un internet sitesinde en son araştırma raporunu yayınlayarak, Çin hükümetinin Radio Free Asia (RFA) için çalışan Uygur gazeteci Shohret Hoshur'un arkadaşlarını ve aile üyelerini hedef alarak, onlar aracılığıyla gazeteciyi susturmaya çalıştığını ifşa etti. Bu araştırma raporu, Çin'in RFA'nın haberlerini engellemek için uzun yıllardır sürdürdüğü baskı faaliyetlerinin bir kısmını gözler önüne seriyor.

Çin'in Hedef Aldığı Gazeteci ve Yakınları

Shohret Hoshur, 60 yaşında Uygur bir gazetecidir ve daha önce Doğu Türkistan'daki (Sincan) yerel bir radyo istasyonunda çalışmıştır. 1994 yılında Çin'in Uygurlara yönelik zulmü hakkında yazdığı iki makalesi hükümetin propaganda departmanı tarafından "yıkıcı" olarak etiketlendikten ve yetkililer tarafından arandıktan sonra Çin'den kaçmıştır. Sahte pasaportla önce Pakistan'a, ardından Türkiye'ye ve daha sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne kaçarak orada ABD vatandaşlığına geçmiştir. Hoshur, 2007'den bu yana RFA'da gazeteci olarak çalışmaktadır. Çin hükümetinin Doğu Türkistan'daki Uygurlara yönelik baskı politikalarını, özellikle de kitlesel tutuklamaları ifşa etmesiyle tanınmaktadır. Bölge hakkındaki derin bilgisi ve geniş iletişim ağı, onu polis memurları ve diğer gizli kaynaklardan eşsiz bilgiler toplamasına olanak sağlamıştır.

Shohret Hoshur, 1988'de ailesiyle birlikte.

Shohret Hoshur, 2015 yılında ABD Kongresi-Yürütme Komitesi'nde yaptığı konuşmada şunları söylemişti: "RFA'daki haberlerimi dinleyen Uygurlar için Çin hükümeti, gazetecilik faaliyetlerimin bedelini bir gün aileme ve bana ödetmek zorunda kalacaklarını açıkça söyledi." Çin hükümetinin bir sözcüsü o zaman bu suçlamaları "tamamen asılsız" olarak reddetmişti.

ICIJ'nin bu yeni raporunda belirtildiği üzere, Çin uzmanı Adrian Zenz tarafından ele geçirilerek ICIJ ile paylaşılan, Doğu Türkistan'ın batısında bulunan Tekes ilçesi Kamu Güvenliği Bürosu'ndan sızdırılan gizli belgeler, Çin'in Hoshur'un yakınlarını hedef aldığını kanıtlıyor. Bu belgelere göre, 2014 yılında "Sincan" (Doğu Türkistan) güvenlik teşkilatları Hoshur'un 42 tanıdığı ve yakınının isim-soyisimleri, adresleri, meslekleri, telefon numaraları dahil kişisel bilgilerini içeren bir liste hazırlamıştır. Bu listedeki kişiler "hassas ve özel" olarak tanımlanmış ve Çin hükümeti onları Hoshur ile "yakın temas halinde" olarak değerlendirip "yakından dikkat edilmesi" veya "dikkatle gözetlenmesi" gerektiğini vurgulamıştır. Hoshur'un bildirdiğine göre, listedeki bazı kişiler on yıllar önceki üniversite arkadaşlarıdır ve birçoğu "siyasi konulara karşı son derece ihtiyatlı davranan sessiz insanlar"dır; hatta bazıları Çin Komünist Partisi'ne açıkça sadık olmalarına rağmen yine de hedef alınmışlardır. Listedeki bir yazarın "siyasi şüpheyle Kamu Güvenliği teşkilatları tarafından işlem gördüğü" kaydedilmiştir.

Hoshur'un anlattığına göre, dört kardeşi (biri kozmetik dükkanı sahibi, biri kasap dükkanı açan bir tüccar, diğeri ise çiftçi olan üç ağabeyi ve bir kız kardeşi) ve eşleri sekiz yıldır tutukludurlar ve izleri bilinmemektedir. Asılsız suçlamalarla 15 yıldan fazla hapis cezasına çarptırılmış olmaları mümkündür. Hoshur bunun sebebini kendi gazetecilik faaliyetleri olarak görmektedir. Anlattığına göre, yetkililer gizlice dinlenen telefonlar aracılığıyla akrabalarına baskı yaparak, "Beni işimden durdurun, yoksa sonucuna katlanırsınız" diye tekrar tekrar uyarmışlardır. 2014 yılında polis memurları, Hoshur'un üç ağabeyini, bir ağabeyinin cezası hakkında telefonla konuştuktan sonra "devlet güvenlik yasalarını ihlal etmek" ve şüpheli bir şekilde "devlet sırrını ifşa etmek"le suçlayarak hapsetmiştir. Hoshur bu suçlamaları yalan olarak reddetmiştir. İki ağabeyi kısmen ABD hükümetinin müdahalesiyle 18 ay sonra serbest bırakılmıştır. Ancak bu ağabeyler 2018 yılında Hoshur'un diğer akrabaları ve annesiyle birlikte tekrar tutuklanmıştır. Annesi daha sonra serbest bırakılmış olsa da, Hoshur'un anlattığına göre en az 10 yakın akrabası halen cezaevindedir ve cezalarının süresi belirsizdir.

Çin'in RFA'ya Karşı Eylemleri

Çin hükümeti, RFA'nın Doğu Türkistan'daki hassas olaylara ilişkin haberlerini "casusluk" ve "uydurma bilgi yaymak" olarak suçlamıştır. Sızdırılan polis belgeleri ve iç güvenlik talimatlarında belirtildiği üzere, Çin yetkilileri RFA'yı Çin Komünist Partisi'nin iktidarına bir tehdit olarak görmektedir. 2014 yılında hazırlanan bir plana göre, Çin yetkilileri RFA'nın ülke içindeki kuruluşlarla işbirliği yapmasını engellemeyi, kontrol etmeyi ve buna karşı mücadele etmeyi hedeflemiştir. Bu plan doğrultusunda, "RFA ile işbirliği yapan yerel kişi sayısını araştırmak, gerçek kimliklerini, tarihi işbirliği faaliyetlerini ve mevcut performanslarını tek tek tespit etmek ve onları uygun şekilde önemli kişiler veya özel gruplar kategorilerine dahil ederek kontrol tedbirleri uygulamak" amacıyla bir hükümet organı kurulmuştur.

2018 yılında, RFA ve Amerika'nın Sesi Radyosu Uygurların kitlesel tutuklanması ve devlet tarafından uygulanan diğer zulümleri haberleştirdiğinde, bölgedeki polis memurları bu haber sitelerini düzenli olarak gözetleyerek "yıkıcı" olarak kabul edilen makaleleri kaydetmiştir. Bir yetkilinin raporunda, 16 Haziran 2018 tarihinde yayınlanan RFA'nın "Sincan'daki Durum Endişe Verici" başlıklı haberinin "ülke dışındaki düşman güçlerin saldırısı" olarak belirlendiği kaydedilmiştir. Adrian Zenz'e göre, yetkililer "Sincan'la ilgili devlet politikalarını eleştiren veya zulmün yönlerini ifşa eden RFA haberlerini son derece detaylı kaydetmiş", bu da "RFA haberlerinin önemini" göstermektedir.

Çin yetkilileri, RFA'nın Uygur haber servisinde çalışan 22 gazeteciden yedisinin 70'ten fazla aile üyesini, yaptıkları haberler nedeniyle hapsetmiş veya baskı altına almıştır. Bu eylemler, Çin'in Doğu Türkistan'daki Uygurlara karşı uyguladığı baskı politikalarını ifşa eden RFA'yı susturmaya yöneliktir. ICIJ'nin "Çin Hedefleri" (China Targets) adlı araştırma raporunda, Çin hükümetinin uluslararası kuruluşları, özellikle Uluslararası Polis Teşkilatı - Interpol ve Birleşmiş Milletler'i kullanarak, Çin rejimini eleştirenleri hedef alıp uluslararası düzeyde baskı uygulamaya çalıştığı ortaya çıkmıştır. Bu araştırma raporu, 42 haber kuruluşundan 104 gazetecinin 10 ay süren işbirliği temelinde, 23 ülkedeki 105 mağdurun tanıklıklarına dayanmaktadır.

Amerika'nın RFA'yı Finanse Etmeyi Durdurması

RFA, 1996 yılında Çin gibi otokratik rejimler hakkındaki ifşa edilmemiş bilgileri haberleştirip yaymak amacıyla kurulmuştur ve Doğu Türkistan'daki insan hakları ihlallerini ifşa etmedeki önemli rolüne rağmen, ABD hükümeti son zamanlarda radyosunun ana şirketi olan Amerika Küresel Medya Ajansı'nın (USAGM) fonlarını kesmiştir. Bu karar, Mart 2024'te ABD Başkanı Donald Trump'ın yürütme emrine dayanarak gerçekleştirilmiş olup, Ajansa sağlanan 60 milyon dolarlık yardım sonlandırılmıştır. Bunun sonucunda yüzlerce muhabir işten çıkarılmış, radyosunun Tibet ve Uygur dillerindeki haber servisleri ve diğer programları kapatılmıştır. Bu karar RFA'nın faaliyetlerini büyük ölçüde sınırlamış ve bu haber kuruluşunu fiilen ortadan kaldırmakla eşdeğer olmuştur. USAGM'nin üst düzey danışmanı Carrie Lake, şüpheli yönetim ve mali usulsüzlükler nedeniyle fonun azaltılmasının planlandığına dair bir açıklama yapmıştır.

ABD'deki bazı kanun yapıcılar ve insan hakları savunucuları bu kararı eleştirerek, RFA'nın ortadan kalkmasının Çin hükümetine fayda sağlayacağını belirtmişlerdir. RFA Baş Yönetici Yardımcısı Bay Fang, "The New York Times" gazetesinde yazdığı makalede şunları söylemiştir: "RFA'nın tamamen durması, Amerika'nın bilgi alanını Çin'e terk etmesi anlamına gelir ki bu, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in işine yarar." Ayrıca, "Eğer RFA susturulursa, resmi bilgilerin denetlenmeden ve reddedilmeden kalabileceğini" belirtmiştir. Çin devlet medyası "Global Times", RFA ve Amerika'nın Sesi Radyosu'na sağlanan fon kesintisi kararını överek, bu kuruluşların "ana görevinin Amerika'nın ideolojik gereksinimlerine dayanarak diğer ülkelere saldırma ihtiyacını karşılamak" olduğunu vurgulamıştır. RFA, bu yılın başlarında ABD hükümeti ve USAGM'ye karşı dava açarak fonlarının geri getirilmesini talep etmiştir.

Hoshur'un anlattığına göre, yurt dışındaki ve vatanındaki Uygurlar için RFA Uygurca haber servisinin kapatılması, onların "karşılıklı iletişim kurmadaki tek köprüklerini" kaybetmeleri anlamına gelmektedir. Uygur aktivistler bununla birlikte Çin'in diktatör yönetimine karşı mücadelelerindeki önemli bir aracı kaybetmiş olacaklardır.

Sonuç

Çin hükümetinin, Doğu Türkistan'daki zulümlerini ifşa etmekle uğraşan RFA gazetecisi Shohret Hoshur'un arkadaşlarını ve ailesini hedef alması, Çin'in uluslararası düzeyde ifade özgürlüğünü ve insan haklarını bastırmaya çalıştığının bir başka kanıtı olmuştur. ICIJ'nin sızdırılan belgelere dayanan bu araştırma raporu, Çin'in eleştirmenleri susturmak ve yurt dışındaki Uygur diasporasını kontrol etmek için yürüttüğü sistematik çabaları net bir şekilde göstermiştir. RFA'nın Amerika tarafından mali yardımının kesilmesi ise Çin rejimine fırsat yaratma olasılığını daha da artırmıştır. Bu durumlar, uluslararası toplumun Çin'in sınır ötesi baskılarına karşı daha uyanık olması gerektiğini göstermiştir.